Deniz Hayvanları Üzerindeki Plastik Kirliliğinin Etkisi
Her yıl karasal kaynaklı yaklaşık 11 milyon ton plastik atık okyanusa karışıyor ve bu çarpıcı istatistiğin 20 yıldan daha kısa bir sürede üç katına çıkması bekleniyor. Plastik kirliliği, 800’den fazla deniz ve kıyı türünün dolanma ve diğer tehlikeler nedeniyle etkilenmesi ve binlerce hayvanın plastiği yiyecek zannederek yanlışlıkla yutması gibi deniz yaban hayatı için ciddi sorunlar yaratmaktadır. Gerçekten de bir çalışma, dünya çapında 1,557 türün, aralarında birçok nesli tükenmekte olan türün de bulunduğu, plastik yuttuğunu tespit etti. 2019’da, avuç içi büyüklüğünde bir kaplumbağa yavrusu, midesinde 104 parça plastikle ölü bulundu. Mikroplastiklerin Hayvanlara Etkileri bununlu da bitmiyor.
Plastik yutulması, vahşi yaşamda sindirim yollarını tıkayabilir veya iç organları delecek kadar ciddi hasarlara yol açabilir. Ayrıca, plastiği yedikleri için kendilerini tok sanan hayvanları boğabilir ve aç bırakabilir. Bazı durumlarda, plastik tüketimi mide hacminin azalmasına neden olabilir, bu da hayvanların yemek yemesini daha da zorlaştırır.
Plastik atıklar ayrışmaz, ancak beş milimetreden daha küçük olan küçük plastik parçacıklara, yani mikroplastiklere ayrılır. Küçük boyutları göz önüne alındığında, mikroplastikler hayvanların sindirim sistemlerinden geçebilir ve sonuçsuz bir şekilde dışarı atılabilir. Ancak bilim insanları, kelimenin tam anlamıyla yüzlerce türde plastik parçacıkları bulmuşlardır; bunlar arasında deniz kaplumbağalarının %86’sı, deniz kuşlarının %44’ü ve deniz memelilerinin %43’ü bulunmaktadır.
Bugüne kadar yapılan çeşitli testler, mikroplastiklerin karaciğer ve hücre hasarına neden olabileceğini ve üreme sistemlerini bozabileceğini doğrulamıştır. Bazı türler için, örneğin istiridyeler gibi, bu durum daha az yumurta üretmelerine neden olabilir ve bu da popülasyon büyümesini tehdit edebilir. Yeni araştırmalar, larva balıklarının kuluçkadan çıktıktan sadece birkaç gün içinde nanofiber yediğini de göstermektedir. Mikroplastiklerin Hayvanlara Etkileri büyük ölçüde hayvanlara zarar veriyor.
Birleşmiş Milletler’e göre, dünya denizlerinde 51 trilyondan fazla mikroplastik parçacığı bulunmaktadır ve hiçbir şey yapılmazsa 2050 yılına kadar deniz türlerinin %99’u mikroplastik tüketecektir.
Plastik Kirliliğinin Kara Hayvanları Üzerindeki Etkisi
Deniz yaban hayatında olduğu gibi, plastik kirliliği ve atıklar kara hayvanlarının bunları yutması sonucu bağırsak tıkanıklıklarına ve hasarlara yol açabilir ve çoğu durumda ölümcül olabilir. Filler, sırtlanlar, zebralar, kaplanlar, develer ve sığırlar gibi kara memelilerinin plastik atıkları kazara yuttuklarına dair birçok vaka bildirilmiştir ve bu da gereksiz ölümlere yol açmıştır.
Örneğin, Ocak 2018’de Hindistan’ın Periyar bölgesinde, 20 yaşındaki vahşi bir fil, Sabarimala hacılarının yoğun ormanlık ormanda tapınağa ulaşmak için her kış boyunca bıraktığı atıklardan plastik yutması sonucu öldü. Daha sonra, filin bağırsaklarını tıkayan büyük miktarda plastik olduğu ve iç kanamalara ve organ yetmezliğine neden olduğu ortaya çıktı.

Yaban hayatı, plastiğe kolayca takılıp dolanarak hareket edemeyebilir ve avlanmakta zorlanabilir. Plastik yiyecek kaplarına başları sıkışan hayvanlar aşırı ısınma, boğulma, susuz kalma, açlık ve nihayetinde ölümle karşı karşıya kalabilirler.
Plastik ayrıca hayvanlarda ciddi yaralanmalara, bazen de uzuv kaybına yol açabilir. Rakunlar gibi türler genellikle plastik içecek halkalarına sıkışır ve bu da derin kesikler ve yaralara neden olur. Kuşlar için plastikler uçma ve avlanma yeteneklerini engeller.
Mikroplastik, karasal hayvanlar için de büyük bir endişe kaynağıdır. Mikroplastikler, çöp sahalarındaki plastik atıklardan toprağa ve çevredeki su kaynaklarına sızar. 2020 yılında yapılan ve mikroplastiklerin toprak faunasını nasıl etkileyebileceğini araştıran ilk türden bir çalışmada, karasal mikroplastik kirliliğinin yer altında yaşayan türlerin, örneğin akarlar, larvalar ve diğer küçük yaratıkların azalmasına yol açtığı ortaya çıktı. Bu türlerin azalması, daha az verimli topraklara ve araziye yol açar. Ayrıca, klorlanmış plastikler – örneğin plastik gıda ambalajları, plastik borular ve tıbbi cihazlar ve ürünler – çevredeki toprağa zararlı kimyasallar salgılayarak, birçok türün güvendiği yeraltı sularına sızabilir.
Yetiştirdiğimiz yiyecekler ve yaban hayatının tükettiği besinler de mikroplastiklerle kirlenmiş olabilir. Greenpeace’e göre, elma ve armut gibi meyveler gram başına sırasıyla ortalama 195,500 ve 189,500 parçacık içerirken, brokoli ve havuç gibi sebzeler gram başına 100,000’den fazla plastik parçacık içermektedir.
Mikroplastiklerin Doğaya Etkileri için TIKLAYINIZ