Atık yönetimi, dünyanın başlıca çevre sorunlarından biridir. İnsan faaliyetleri ve yaşam tarzı ile tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler, katı atık üretim oranlarının artmasına yol açmıştır. Atık yönetimi aynı zamanda atıklardan kaynakların geri kazanılması amacıyla da gerçekleştirilir. Atık yönetimi, katı, sıvı, gaz veya radyoaktif maddeleri içerebilir ve her biri için farklı yöntemler ve uzmanlık alanları gerektirir. Tipik bir atık yönetim sistemi, atıkların toplanması, taşınması, ön arıtma, işleme ve kalıntıların nihai bertarafını içerir. Çeşitli atık türleri ayrı ayrı toplanabilir. Erken dönem araştırmacılar, atık yönetiminin belirli bir fiziksel altyapıya dayanan ve bu malları veya hizmetleri sağlamak için elektrik, doğal gaz ve su sektörü gibi kamu altyapılarından biri olduğunu belirtmişlerdir. Mikroplastikler atık yönetimi ile kolaylaştırılabilecek bir problemdir.

Atık yönetimi uygulamaları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, kentsel ve kırsal alanlar, konut ve sanayi üreticileri için farklılık gösterir. Metropol alanlarda tehlikeli olmayan konut ve kurumsal atıkların yönetimi genellikle yerel yönetim otoritelerinin sorumluluğunda iken, tehlikeli olmayan ticari ve sanayi atıklarının yönetimi genellikle üreticiye aittir. Geri dönüşüm, hem çevresel hem de kaynak yönetimi nedenleriyle gerekli olarak kabul edilmeye başlandığında, 1980’lerde çoğu gelişmiş ülkede evsel atıkların geri dönüşüm oranları düşük yüzdelik dilimlerdeydi. Modern batı atık yönetim sistemleri, son 20 yılda geri dönüşüm oranlarını yeniden inşa etmiştir. Pek çok gelişmekte olan ülke şehrinin hedeflediği modern atık yönetim sistemleri, temiz, kaynak ayrılmış malzemelerin yüksek geri dönüşüm oranları ile karakterizedir.
Çoğu atık yönetim teknolojisi olgunlaşmıştır ve birçok ülkede onlarca yıldır başarıyla uygulanmaktadır. Türkiye’de Katı Atık Kontrol Yönetmeliği, katı atıkların yönetimi amacıyla 1991 yılında yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik sürekli olarak güncellenmektedir. Avrupa Birliği’ne uyum süreci gerekliliklerinin bir parçası olarak Atık Çerçeve Yönergesi ve diğer direktifler dikkate alınarak, ilgili Bakanlık Atık Çerçeve Yönetmeliği için hazırlıklara başlamış ve taslak yönetmelik değerlendirilmek üzere sunulmuştur. Son olarak, atık yönetimi 2008’de kabul edilen Türk Katı Atık Yönetmeliği’ne göre yürütülmektedir. Yönetmelikte, atıkların sınıflandırılması, toplanması, taşınması ve kurum içi geçici depolanması ile atıkların nihai bertaraf alanına taşınmasına ilişkin usuller açıklanmıştır. Yönetmeliğin son bölümünde, atıkların bertaraf yöntemi belirtilmiştir.
Bir atık yönetimi konsepti aşağıdaki hedefleri içermelidir:
- Atık miktarının azaltılması ve geri dönüşüm ile atığın azaltılması.
- Uygun madde gruplarının ikincil hammadde veya enerji taşıyıcısı olarak üretim döngüsüne geri kazandırılması.
- Biyolojik atıkların doğal döngüye yeniden kazandırılması.
- En iyi şekilde kalan atık miktarlarının azaltılması ve “uygun” atık sahalarına bertaraf edilmesi.
- Atık miktarlarındaki dalgalanmalara ve evsel atığın bileşimine esnek bir yaklaşım. Atık yönetimi alanındaki yeni gelişmelerin sisteme dahil edilmesi.
Bu atıkların büyük miktarları ortadan kaldırılamaz. Ancak, bu atıkların daha sürdürülebilir kullanımı ile çevresel etkisi azaltılabilir. Bu, “Atık Hiyerarşisi” olarak bilinir. Atık hiyerarşisi, atık yönetim stratejilerini atık minimizasyonu açısından istenirliklerine göre sınıflandıran “3 R” yani azaltma, yeniden kullanım ve geri dönüşümü ifade eder. Bertaraf seçeneklerinin hiyerarşisi, çevresel etkileri altı seviyeye ayırır: azaltma, yeniden kullanım, geri dönüşüm, kompostlama, yakma ve düzenli depolama. Atık hiyerarşisinin amacı, ürünlerden maksimum pratik faydayı sağlamak ve minimum atık miktarını oluşturmaktır.
Atık toplama yöntemleri, farklı ülkeler ve bölgeler arasında büyük farklılıklar gösterir. Evsel atık toplama hizmetleri genellikle yerel yönetim otoriteleri veya özel sektör tarafından sağlanır. Özellikle daha az gelişmiş ülkelerdeki bazı bölgelerde resmi bir atık toplama sistemi bulunmamaktadır.

Mikroplastikler atık yönetimi sayesinde geleceğin bir problemi olmama şansına sahip. Bunu genç yaşlı demeden herkese öğretmeli ve geç olmadan toplu bir uygulamaya geçmeliyiz.
Mikroplastiklere Alınabilecek diğer önlemler için TIKLAYINIZ